Arama

Küçükbaş Hayvancılıkta Hastalıklarla Mücadele

Güncelleme: 13 Eylül 2008 Gösterim: 9.733 Cevap: 1
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #1
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Mavi Dil Hastalıgı
Mavi dil, özellikle koyunlarda görülen sokucu sineklerle nakledilen viral bir hastalıktır. Mevsime bağlı olarak görülür, özellikle sokucu sineklerin sayısının arttığı rutubetli zamanlarla, yağmurlu yaz günleri hastalığın en çok görüldüğü zamanlardır. Bir sürüde hastalık şekillendiğinde, hayvanların büyük bir kısmı hastalanmasına rağmen ölüm daha az görülür. Ölümlerin yanısıra et ve yapağıda kalite düşüklüğü nedeniyle ekonomik yönden önemli bir hastalıktır. Ancak kuzularda ölüm oranı yüksektir. Koyunlardan başka sığırlar, keçiler ve yabani gevişenler de hastalığa yakalanır.

Sponsorlu Bağlantılar
ETKEN:
Hastalığın etkeni, Reoviridea familyasından bir virus olup dünyada 24 antigenic serotipi tespit edilmiştir. ülkemizde iki tip tespit edilmiştir.
BULAŞMA
Etken “Tatarcık” olarak bilinen sokucu sineklerin (Culicoides) hasta hayvandan emerek aldıkları kanda bulunur ve aynı sineğin sağlıklı bir hayvandan kan emmesi sonucu sağlam hayvana geçer. Bu sinekler özellikle yağmurlu yaz günlerinin ardındaki rutubetli gecelerde aktiftirler. Hasta boğaların spermalarıyla da virüs sağlıklı ineklere bulaşabilmektedir ki bulaşmada dikkat edilmesi gereken önemli yollardan biridir. Sığırlar belirgin bir hastalık belirtisi göstermeksizin virüsü kanlarında taşırlar ve hastalığın koyunlara bulaşmasında önemli rol oynarlar. Etken sokucu sineklerin olmadığı zamanlarda dahi sığır kanında 14 hafta aktif olarak kalabilmektedir.
BELİRTİLER
Sokucu sinek tarafından kan emme sırasında etkeni alan hayvanda ilk belirtiler 7 gün sonra görülmeye başlar. Bu süre hayvanın ırkına ve bireysel direncine göre uzayıp kısalabilir. Örneğin merinoslar diğer koyun ırklarına göre çok daha duyarlıdır ve çok daha fazla etkilenir. Kuzular da koyunlardan daha duyarlıdır.
Tipik bulguları şunlardır:
Aniden 40-42 o C ye varan ateş,
Ateşin başlamasından hemen sonra görülen dudak emme hareketleri,
Dil ve dudak ödemleri dilde mavileşme,
Önce sulu sonra irinli burun akıntısı,
Ağızda ve burun girişinde ülser ve kabuklu yaralar, bunun sonucu solunum güçlüğü ve yem alınımının durması,
Ağızdaki ve burundaki yaraların iyileşmesinden sonra ayakta tırnak aralarında yaralar,
Deride kırmızılıklar, yapağıda kırılma dökülme ,
Genç hayvanlarda ishal ve bulguların görülmeye başlanmasından 2-8 gün sonra ölüm.
Bazı durumlarda ölüm çok daha uzun zaman sonra görülebilir. Kuzularda ölüm oranı % 95 e varabilir.
Sığırlarda benzer belirtiler görülmekle birlikte belirtiler çok daha hafiftir, bazen fark edilmeyebilir. Ancak gebe ineklerde AH sendromu denilen anomalili buzağı doğumları ve ölü doğumlar da görülebilir.
TEŞHİS VE AYIRICI TEŞHİS
Klinik bulgular yani hastalığın belirtileri ve otopsi bulguları yol gösterici olsa da kesin teşhis ancak laboratuvar muayeneleri ile konabilir. Bunun için laboratuara marazi madde (hastalıktan ölen ya da ölmeden kesilen hayvanlardan alınan iç organ parçaları) gönderilmelidir. Bunlar, dalak, lenf yumrusu, karaciğer, tonsil, dil ve dudak parçalarıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, virolojik muayene için gönderilen materyalin herhangi bir kimyasal koruyucu konmadan buz içinde soğuk zincirde, patolojik muayene için ise gönderilen materyalin %10’luk formol içinde, tamamı formole batacak şekilde gönderilmesidir. Hastalığın ateşli döneminde OPG ve/veya EDTA adı verilen sıvı içerisine alınarak gönderilen kan en önemli teşhis materyalidir. İyileşen hayvanlardan alınan kan serumları da hastalığın teşhisinde önemlidir.
Ayırıcı teşhiste Mavi Dil hastalığı, koyunlarda Şap, çiçek grubu hastalıklar, zehirlenmeler ile sığırlarda sığır vebası, şap ve ishalle seyreden viral hastalıklarla (Bovine viral diyare gibi) karışır.
MÜCADELE
Hastalıkla mücadelenin esasını, karantina, hasta hayvanların imhası ve sokucu sineklerle mücadele ile birlikte aşılamalar teşkil eder.
Aşılar ilkbaharda ve kırkımdan 3-6 hafta önce uygulandığında daha fazla bağışıklık sağlar. Ancak aşının koçlarda geçici kısırlık yapması nedeniyle koçlar, koç katımından sonra aşılanmalıdır. Mavi dil aşısı gebe hayvanlarda da yavru atmalara ve anomalili kuzu doğumlarına neden olduğundan gebe hayvanlara da aşı uygulaması tavsiye edilmez.
Hastalığı geçiren hayvanlar 2 yıl kadar bağışıklık kazanır. Bu hayvanlar ağız sütü (kolostrum) vasıtasıyla bağışıklığı sağlayan antikorlarını yavrularına da geçirebilirler. Bu yavrular 6 ay kadar bağışık kalırlar. Bu sebeple hastalığa karşı yapılan aşıların 6 aylıktan küçük kuzulara yapılmaması gerekir. Damızlıkta kullanılan boğa ve koçların özellikle suni tohumlamada kullanılanların belli zaman aralıklarıyla muayenelerinin yapılması ve Mavi Dil yönünden negatif olan hayvanların kullanılması gereklidir. Aksi taktirde hastalığın çok geniş sahalara yayılması önlenemeyecektir. Hastalığın tamamen ortadan kalkması, başka bir deyişle hastalığın eradikasyonu için hasta hayvanların kesime gönderilmesi de uygun bir çözümdür.
LİYOFİLİZE KOYUN MONOVALAN MAVİDİL AŞISI
Mavidil aşısı koyunların mavidil hastalığına karşı koyun böbreği hücre kültürlerinde hazırlanan canlı attenüe liyofilize bir aşıdır
UYGULAMA VE DOZ:

Her yaş ve ağırlıktaki koyunlara deri altı yolla 1 ml uygulanır.
AMBALAJ ŞEKLİ:
Aşı 100 dozluk şişelerde liyofilize olarak 100 ml sulandırma sıvısı ile birlikte ambalajlanmaktadır.
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #2
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Koyun Çiçek Hastalığı (Sheeppox Disease)
Koyun-keçi çiçeği, koyun ve keçilerin ateş, generalize papüller, nadiren veziküler, özellikle deri ve akçiğerlerde lezyonlarla karekterize öldürücü viral bir hastalığıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
TARİHÇESİ
Koyun çiçeğinin doğal bulaşması ilk kez 1763 yılında Bourgelat tarafından tanımlanmıştır. Koyun çiçeğinin etiyolojisi ve patogenezisi üzerine ilk çalışmaların Chauveau ( 1868 ), Bollinger (1878 ) ve Borrel ( 1902 )tarafından yapıldığı bildirilmektedir. Koyun çiçeği infeksiyonu Afrika’da Ekvatorun kuzeyinde, Orta Doğu, Türkiye, iran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Nepal ve Çin’de görülmektedir.
ETİYOLOJİ
DNA içeren, zarflı ve kubik bir yapıya sahip olan virion en az 30 yapı proteinine ve bir enzime sahiptir. Poxviridae familyası Chordopoxvirinae ve Entamopoxvirinae olmak üzere iki alt familyaya ayrılır. Entamopoxvirinae altfamilyasındaki viruslar sadece insectlerde görülür. Chordopoxvirinae alt familyasında 8 tür bulunur. Capripox viruslar Chordopoxvirinae familyasında yer alıp Koyun Çiçeği, Keçi çiçeği ve Yumrulu Deri Hastalığı viruslarını kapsar.
Bangladeş’te endemik olarak görülmektedir. Koyun çiçeği virusu Poxviridae familyası içinde yer alıp 290 x 270 nanometre büyüklüğündedir.Keçi çiçeği , Ektima ve Yumrulu deri hastalığı ( LSD ) ile ortak antijenik yapıya sahip olup serolojik olarak birbirleri ile kros reaksiyon verirler. LSD virusu sığırlarda hastalık oluşturmakla birlikte orjinini capripox viruslarından almaktadır. Ancak gerek doğal ortamlarda ve gerekse deneysel çalışmalarda LSD virusunun koyun ve keçilerde hastalık oluşturmadığı bildirilmektedir.
Koyun çiçeği virusu embriyolu tavuk yumurtası, kuzu testis, Fötal kuzu böbrek, troid, embriyonik akçiğer, karaçiğer, kalp ve deri hücre kültürlerinde, sığır testis, böbrek ve embriyonik deri hücre kültürlerinde, sürekli hücre kültürlerinden Vero ve BHK hücre kültürlerinde sitoliz ve intra sitoplazmik inkluzyon cisimcikleri ile karekterize sitopatik etki (CPE) oluşturarak ürerler.Capripoxviruslar eter, kloroform, ısı ve kimyasal maddelere duyarlıdırlar. Etken direkt güneş ışınlarına maruz kaldığında kısa sürede inaktive olur. Karanlık ve serin yerlerde 2 yıl, koyun derisinde 2 ay kadar infeksiyositesini sürdürür. %0,1 potasyum Permanganat, %0,1 sublime, %0,1 formol, %1,5 asit fenik ve % 2,5 sülfürik asit solusyonları virusu inaktive eder.
Koyun çiçeği virusunun titresi -20 °C de 30 günde log. 10-1 azalırken, 18-20 °C de titrenin kaybolduğu, pH 3.0 de 30 dakikada 10-4.7, pH 11 de 30 dakikada 10-3.4 azalırken iki saatte tamamen inaktive olduğu, ultraviyole ışınlarında 5 dakikada 10-3.6 azalırken sodium desoxycholate içinde 1 saatte titre saptanmaktadır.
BULAŞMA
Hastalık direkt temasla, virusla kontamine olmuş yem ve eşya gibi malzemelerle ve aerosol yollarla bulaşır. Sindirim yolu ile bulaşma olmaz. Virus içeren püstül, kuru kabuklar ve yünler , hastalığın bulaşmasında çok etkilidir. Çünkü bu maddeler içindeki virüs, 6 ay kadar canlı kalabilir. Etkenin solunan hava, salya damlacıkları, çiçek döküntüleri ve süt ile saçılmakta, doğal infeksiyonda virus hayvandan hayvana hava ile bulaşmakta, virusun alınmasından sonra viremi meydana gelmekte ve etken bütün vucuda yayılmaktadır.
SEMPTOMLAR
Hastalığın inkubasyon süresi doğal infeksiyonlarda 6-8 gün iken deneysel infeksiyonlarda bu süre 2-3 gündür. Hastalık acut seyreder, ateş yükselir, nabız ve solunum sayısı artar, gözler şişer ve hayvanın burnundan mukoz bir akıntı gelir. Konstipasyon ve idrar zorluğu gözlenir. Hastalığın tipik şeklinde hastalığın 1. gününden itibaren derinin yapağısız bölgelerinde, burun, dudaklar,göğüs, bacak aralarında, memede ve karında sırası ile papül , vezikül , püstül ve kabuk teşekkül eder. Bu kabuklar sonradan dökülür ve yerlerinde izler kalır. Papüller 0.5 - 2 cm çapında olup yuvarlak veya elips şeklindedir. Daha sonra püstüller irinleşirler. Bazen atipik koyun çiçeğine rastlanır. Bu durumda sadece papül devri görülür ve hayvan iyileşir. Koyun çiçeği hastalığı 3-4 hafta kadar sürer, kış aylarında daha fazla sürebilir. Hastalığın şiddetleri devrelerinde yani virusun virulansı yüksek olduğunda kuzularda pnömoni ve bronko pnömoni meydana gelir. Koyunlarda mastitis ve abort vakaları görülür. Hastalığın seyrinde bakım, besleme ve hijyen şartlarının büyük tesiri vardır. Hayvanların hastalığa yakalanmasında konstitüston ve dispozisyonun büyük rolü vardir. Koyunlarda morbidite % 70-80, mortalite oranı ise % 5-50 arasında değişir. Kuzularda mortalite oranı % 80’e çıkabilir.

Dermoepiteliotrop olan virus en iyi şekilde epidermis ve mukoza epitellerinde ürer. Fakat mezoderma ve iskelet kaslarına karşıda affinitesi vardır. Virus organizmada ilk önce retikülo-endotelial sisteme yerleşir. Buradan vucuda yayılarak deri ve organlarda çiçekle ilgili bozukluklara sebeb olur. Virus etkisini en fazla deride ve az olarakta lenfoid, retikulo-endotelial, hemopoetik, solunum ve sindirim sisteminde gösterir. Deneysel olarak meydana getirilen koyun çiçeği hastalığında koyunlarda tipik çiçek lezyonları oluşmaz. Yalnız vucut ısısı biraz yükselir ve sonradan normale döner. Bazı koyunlarda deri içi inokulasyonların 1. gününden itibaren ödemli eritamatöz nödüller şekillenir. Oluşan bu odaklar 6-7. güne kadar yavaş yavaş büyür ve 3-5 cm çapına ulaşır. Oluşan papüllerin bir kısmı nekroze olur ve nekrotik bir membran oluşur.
DENİZLİ KOYUN ÇİÇEK VİRUSUNUN KOYUNDAKİ PATOJENİTE TESTİ
Capripox virusunun çabuk teşhisi elektron mikroskopi ve klinik bulguların birleştirilmesi ile yapılır. Etkenin izolasyonu için, nötralizan antikorlar gelişmeden önce klinik belirtiler görüldüğü ilk hafta içinde ölen hayvanlardan alınan lenf yumrusu , akçiğerin lezyonlu parçaları, deri papülleri uygun materyallerdir. Ateşli dönemde generalizasyon oluşmadan viremi safhasında heparin veya EDTA lı tüplerde alınan kan örnekleri de izolasyonda kullanılır. Koyun çiçeği virusu keçi , koyun, sığır orijinli primer hücre kültürlerinde, Vero ve BHK gibi sürekli hücre kültürlerinde üretilebilir. Ezilerek hazırlanan çiçek şüpheli örnekten 1 ml süpernatant %90 monolayer oluşmuş ve 3 kez PBS ile yıkanan kuzu böbrek, testis veya Vero hücre hücre kültürleri içeren 25 cm2 lik hücre kültürü flasklarına inokule edilir. 1 saat süreyle 37 °C de adsorbsiyona bırakılır. Süre sonunda tekrar 3 kez PBS ile yıkanarak uygun bir vasatla inkubasyona bırakılır.

TEŞHİS
Klinik Tanı:
Beden ısısı artışı ile birlikte vücudun değişik yerlerinde papül, vezikül ve püstüllerin birbirini takip ederek ortaya çıkması, hastalığın tipik semptomu olarak kabul edilir
Laboratuar Tanı :
14 gün süreyle her gün CPE oluşumu yönünden kontrolleri yapılır. Virus izolasyonu için alınan kan örnekleri mümkün olduğu kadar çabuk ve buz içinde taşınmalıdır. Pratik olarak örnekler +4 °C de 2 gün süreyle lökositler ayrılarak inokulasyon yapılıncaya kadar muhafaza edilebilir. Uzun süreli muhafaza için -20 °C kullanılabilir. Eğer doku örneklerinin alındığı yer uzak ise ve soğuk zincir yok ise % 10 gliserol + fizyolojik tuzlu su veya fosfat buffer solusyonu veya vasat içinde nakledilir ve virus izolasyonu için alınan biyopsi materyalinin merkezi kısmı kullanılır. Histopatolojik muayeneler için lezyonlu bölgelerden alınan doku örnekleri %10 formol solusyonu içinde muhafaza edilir. Hastalığın teşhisinde serolojik testler arasında en spesifik olanı serum nötralizasyon testidir. Buna ek olarak agar jel immunodiffizyon, ELİSA, İFAT, FAT kullanılabilir.
OTOPSİ BULGULARI
Deri lezyonlarında sırasıyla papül, vezikül, püstül ve kabuk oluşumu gözlenir. Akciğerlerde kataral pnöymoni sahaları görülür.Buralarda küçük boz renkte kazeöz nodüller vardır. Bu odakların boyu 1-2 cm , ortaları beyaz, mat ve balmumu renkli ve çevreleri kırmızıdır. Karaciğer ve böbreklerde de akciğerdekine benzer lezyonlara rastlanır. Sindirim kanalı mukozalarında hemorajik yangılar gözlenir.
MARAZİ MADDE SEÇİMİ VE GÖNDERME ŞEKLİ
Deri lezyonlarından alınan örnekler % 50 gliserinli tuzlu su içinde laboratuvara gönderilir.
TEDAVİ
Kesin tedavisi yoktur, semptomatik tedavi uygulanır.
KORUNMA
Hayvanları infeksiyondan korumada canlı ve inaktif aşılardan yararlanılmakta ve bir çok ülkede bu aşılar yaygın olarak kullanılmaktadır. Attenüe koyun çiçek aşıları hastalığa karşı hücresel ve humoral immun yanıt oluşturmakta ve inaktif aşılardan daha uzun süre bağışıklık vermektedir.
Ülkemizde Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce; kuzu böbrek hücrelerinde hazırlanan liyolifize, canlı attenüe koyun-keçi çiçek aşısı üretilmektedir. Bu aşı koruyucu amaçla sonbahar mevsiminin başlarında , hastalık çıkan bölgelerde hastalığı takiben iki yıl boyunca yılda bir kez sağlam sürülerde 6-12 haftalıkkuzu ve oğlaklara 0.2 ml ve 12 haftalıktan büyüklere 0.5 ml verilir. 6 haftalıktan küçük kuzu ve oğlaklara uygulanmaz. Aşı koyun ve keçilerin gebeliklerinin son 6 haftasında ve doğumdan sonraki ilk ayda hastalık çıkmayan yerlerde koruyucu amaçla yapılmamalıdır. Aşının uygulama yeri; koyun ve kuzularda koltuk altı yünsüz bölge, keçi ve oğlaklarda kuyrukta deri altı uygulanır. Bağışıklık 21 günde tam olarak oluşur, bağışıklık süresi 8 aydır.
Ayrıca sahada dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de; hastalık hayvandan hayvana direkt temasla bulaşmakla birlikte, virus içeren püstül, kuru kabuklar ve yünler, kontamine olmuş yem ve eşya gibi malzemelerin de bulaşmadaki rolü dikkate alınmalıdır. Hastalık görülen yerlerde hastalığın yayılmasını önlemek için sözkonusu bu maddeler sağlıklı hayvanlara zarar vermeyecek şekilde uygun dezenfektanlarla dezenfekte edilmeli, dezenfekte edilemeyenleri ise imha edilmelidir. Hastalıktan korunmada bir başka önemli nokta da; koyun- keçi çiçek virusu direkt güneş ışığı karşısında kısa sürede denatüre olmasına rağmen, hastalıklı sürülerin kaldığı karanlık ve serin ağıllarda 2 yıl, meralarda ise 2 ay canlı kalabildiğinden hayvan hastalıklarıyla mücadele eden tüm Kamu ve Serbest Veteriner Hekimleri hayvan sahiplerini bu konuda bilgilendirerek, bu süreler içerisinde hastalık görülen ağıllara yeniden hayvan sokmaları engellenmelidir


Benzer Konular

18 Kasım 2007 / Misafir Ziraat
2 Mart 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
7 Haziran 2010 / RivaN Spor
4 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap