Tütün Yetiştiriciliği
Tütün Nedir?
Keyif verici yaprakları için yetiştirilen değerli bir bitkidir. Patlıcangiller familyasının Nicotiana cinsinde yer alan bitkinin pek çok türü vardır. Ama, tarımı yapılan tütünlerin çoğu bir tek türün {Nicotiana tabacum) çeşitleridir. Bu tür 2 metreye kadar boylanabilen biryıllık bir bitkidir. Yapışkan ve sert tüylerle kaplı gövdesinin üzerinde irice oval yapraklar, boru biçimli, pembe çiçekler taşır. Bu türün yanı sıra tarımı yapılan bir tür daha vardır ki, buna deli tütün (Nicotiana rustica) denir.
Tütün yaprakları işlendikten sonra sigara, pipo ya da purodan dumanı içe çekilerek, çiğnenerek ya da burna çekilerek (enfiye) kullanılır. Anayurdu Orta ve Güney Amerika olan bu bitkiyi Yerliler çok eskiçağlarda biliyor ve kullanıyorlardı. Örneğin, Amerika Yerlileri arasında törenlerde barış çubuğu tüttürmek, yani tütün içmek bir gelenekti. Kristof Kolomb 15. yüzyıl sonlarında Amerika'yı keşfettikten sonra İspanyollar ile Portekizliler tütünün dünyaya yayılmasını sağladılar. 1560'ta Fransa'nın Lizbon büyükelçisi Jean Nicot (1530-1600), Fransa Kraliçesi Cat-herine de Medicis'e ilaç olarak tütün tozu yollamış, böylece tütünün Fransa'da ve öbür Avrupa ülkelerinde tanınmasına yol açmıştı. Nitekim, bu yüzden tütüne bilimsel cins adı olarak Nicot'nun adı verilmiştir. Tütün yapraklarında bulunan zararlı bileşiğe de "nikotin" denir.
Tütün tohumları toz gibi çok küçük taneler halinde olduğundan suyla akıp gitmemesi için genellikle önce, kum ya da odun talaşıyla karıştırılarak fidanlıklara ekilir. Yaklaşık iki ay kadar sonra fideler asıl yetiştirilecekleri yere aktarılır. Tütün en iyi, düzgün akaçlanmış, gevşek ve kumlu topraklarda yetişir.
Tarladaki ürün yaklaşık üç ay içinde gelişimini tamamlayarak hasat edilebilir duruma gelir. Bu süre içinde yaprakların sağlıklı bir biçimde gelişebilmesi, yani bitkinin enerjisinin tümünü yapraklara harcayabilmesi için gövdenin uç bölümü çiçek açmadan önce kopartılır. Buna tütün tarımında "tepe kırma" işlemi denir.
Tütün yaprakları, yer yer sararmalar görüldüğü zaman toplanmaya başlanır. Yapraklar genellikle belli aralıklarla, alttan yukarıya doğru, tek tek elle kırılarak hasat edilir. Ama bazı bölgelerde hasat tüm bitkinin kesilmesi biçiminde yapılır; bu yöntemle elde edilen ürün genellikle düşük niteliklidir.
Toplanan yapraklar çeşitli yöntemlerle kurutularak işlenmeye hazırlanır. Örneğin, Türkiye'de sigaralık tütün yaprakları ipe dizilip tahta çerçevelere gerilerek açık havada kurutulur. Bazı ülkelerde sıcak hava ya da ateşle kurutmaya da rastlanır. Genellikle Afrikalı yetiştiricilerin kullandığı ateşle kurutma yönteminde aslında ısıdan değil, ateş sonucu çıkan dumandan yararlanılır. Bazı pahalı tütünler ise bir odaya yerleştirilip, dışarıdan sıcak hava verilerek kurutulur. Kurutma işlemleri tamamlandıktan sonra tütünler nemlendirilir, niteliklerine göre ayrılır ve balyalanır. Daha sonra fabrikalarda sigara, puro, pipo ve nargile tütünü olarak işlenir.
Tütün hangi biçimde kullanılırsa kullanılsın insan sağlığına çok zararlı bir maddedir. Başta akciğer kanseri olmak üzere çeşitli kanser olayları ile bazı ölümcül kalp ve akciğer hastalıklarına yol açtığı bilinmektedir.
Günümüzde dünya tütün üretiminin yarıya yakın bölümünü Hindistan ve Çin başta olmak üzere Asya ülkeleri karşılar. Ama tütün dışsatımında ilk sırayı ABD alır. Türkiye, Yunanistan, Brezilya, Endonezya, Bulgaristan, Zimbabve ve Malavi ise öbür önemli tütün yetiştiricisi ülkelerdir.
Dünyanın en ünlü tütün çeşitlerinden biri olan ABD kökenli Virginia tütünü Öbür ülkelere II. Dünya Savaşı'ndan sonra yayılmıştır. Puro yapımında puroların dışını sarmak için kullanılan yaprak tütünlerin en iyisi Küba ve Sumatra'da yetiştirilir. Dünyada Türk tütünü ya da Şark tütünü olarak ünlenen tütünlerin başlıca yetiştiricileri ise Türkiye, Yunanistan, SSCB, Hindistan ve bazı Avrupa ülkeleridir.
17. yüzyıldan beri tütün üretiminin yapıldığı ülkemizde son yıllarda ortalama yıllık üretim 200 bin tonu aşmıştır. Başlıca tütün ekim alanları Ege, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgeleridir; en çok tütün üretilen ilerin başında ise Manisa, İzmir, Samsun, Denizli, Muğla, Adıyaman, Balıkesir, Siirt, Hatay ve Aydın gelir.
Tütün Üretimi
Tütün tarlası çok hizmet, tütün mahsulü çok dikkat ister. Kıştan sürülmüş tarlaların ilkbahar hazırlığına başlama zamanıdır. Havalar biraz ısınıp günler güneşlenince tarlaların yüzü kurumağa, toprak irmik helvası gibi kabarmaya, sabahleyin tezeklerin yüzünde inci taneleri gibi parlayan çiğ damlaları bulunan örümcek ağları görünmeğe başlar. Bütün bu belirtiler tarlanın tava geldiğini gösterir. Toprağın tam tavında görülmesine çok dikkat etmek lâzımdır. Tavında sürülmeyen toprak hastalanır. Kerpiçleşir. Bir daha tava gelmez. Ne dikerseniz dikin iyi mahsul vermez. İlkbahar sürmelerine süzek hafif topraklardan başlanmalıdır. Ağır topraklar geç tava gelir. İlkbahar sürmelerini derin yapmamalı, kesekler fazla alt üst edilmemelidir. Aksi halde kışın toprakta biriken yağmur ve kar suları zayi olacağından yaz aylarında mahsul kuraklıktan fazla zarar görür. Tütün tarlalarını ilkbaharda genel olarak iki defa sürmek yeterlidir. İkinci sürmeden sonra tarla tırmıklanarak, sürgü çekilerek dikime hazırlanır. Bunun yanında Sonbahardaki sürümlerde çiftlik gübresi verilebilir. İlkbahar sürümlerinde dikimden 2-3 hafta önce kompoze gübrelerden (15-15-15, 10-20-20 vs.) verilerek karıştırılmalıdır. Toprak tahliline göre gübreleme en doğru yöntemdir. Ama pratik uygulamada yaygın değildir. Söz konusu gübrelerden ortalama 10 kg/dekar kullanılmaktadır. Tütün dikiminde verilen can suyu ile suda eriyen kompoze gübrelerden 100 lityre suya 500 gram gübre eritilerek verilebilir.
Tütün fideleri iyice yetişip pişkinleşince ve havalar da gereği gibi ısındığı zaman dikime başlanır. Dikimde dikkat edilecek birçok noktalar vardır. Her mahallin uzun yılların tecrübesine ve yılın gidişatına göre en uygun dikim zamanı seçilmelidir. Gereğinden fazla erken dikilen fideler toprak ve hava sıcaklığı yeterli gelmediği için tarlada bekler durur. Onun için dikime ne çok erken başlamalı ne de geç kalmalı. Tam zamanında yapılmalıdır. Bu mevsim Ege çevresi için Nisan – Mayıs, Marmara ve Karadeniz çevreleri için Mayıs ve kısmen Haziran, Güneydoğu - Doğu çevresi için Haziran ayıdır. Tütün fideleri tarlaya düzgün sıralar halinde dikildiği için dikimden evvel çapa ile karıklar açılır. Karıkların derinliği mevsimin yağışlı veya kurak geçmesine, toprağın taban suyunun yakınlığına göre değişir. Her durumda karık derinliği, fidelerin tavlı dikilebilecek derinlikte açılması lâzımdır. Dikim her yerin mahallî gereklerine göre yapılır. Denizli’de Kale İlçesinin Muğla sınırındaki köyler için 1-15 Nisan’da başlayan dikimler, bütün il genelinde 15 Nisan- 20 Mayıs arası neredeyse tamamlanmaktadır. Rakımı yüksek olan köylerde ise Haziran ayına sarkma olabilmektedir. Burada amaç toprak tavını kaybetmeden dikimlerin yapılabilmesidir.
En iyi dikim tarzı açılan karıklara fidelerin ucu sivri baskılarla dikilmesi ve dikimden sonra can suyu verilmesidir. Tütün fideleri tarlaya sıralar arasında ve sıralar üzerinde belirli aralıklarla dikilir. Bu aralıklar yetiştirilen tütün çeşitlerine ve yılın yağışlı veya kurak geçmesine göre değişirse de genellikle küçük boyutlu basma tütünlerinde sıra araları 40 cm, sıra üzerleri 10 -15 cm. küçük boyutlu başı bağlılarda sıra araları 40 cm, sıra üzerleri 15 - 20 cm büyük boyutlu kabakulak ve başı bağlılarda sıra aralan 50 ve sıra üzerleri de 20 - 25 cm. olarak değişir. Bu hesaplara göre bir dekara dikilen fide miktarı tütün dikme makineleri ile basma (İzmir, G.hacıköy) tütünlerinde 16 - 25 bin, küçük boyutlu başı bağlılarda 12 -16 bin, büyük boyutlu kabakulak ve başı bağlılarda 8-10 bin arasında değişir.
Tütün fideleri tarlaya dikildikten sonra ilk günleri hele günün sıcak zamanlarında baygın ve pörsük bir halde bulunurlar. Meşhur atasözüdür. Dikimden sonra tarlaya giden çiftçi ya tarlayı satar, ya karısını boşarmış. Onun için tarlaya sabahleyin güneş iki mızrak boyu yükselinceye kadar gidilmelidir. Bu sırada tutan fideler dimdik durur. Şaşan fideler baygın, soluk yatar. Dikimi müteakip bir hafta on gün içinde şaşan fidelerin yerine yenisini dikmeli bu süreden sonra aşılamaya son verilmelidir. Aksi halde tarladaki fidanlar aynı boyda gelişmediğinden kırım da eller birbirine karışır. Mahsul karışık olur. Alıcı fiyat kırabilir.
Dikilen tütünler en az iki veya üç defa çapalanmak ister. Birinci çapayı dikimden 15 gün ve ikinci çapayı da birinci çapadan 15 - 20 gün sonra yapmalı, kurak yıllarda veya kuvvetli yağmurlardan sonra gerekirse üçüncü defa tarlayı çapalamaktır. Çapa yapmanın faydası çok büyüktür. Tarladaki yabancı otlar yok edilir, toprak kabartılır, havalanır, toprak suyunun uçup gitmesi önlenir. Bunun içindir ki atalarımız iki çapa bir su yerini tutar demişlerdir. Tütün tarlalarında yabancı otlarla mücadele için ruhsatlı bir ilaç yoktur. Canavar otu için ruhsatlı Oraban ilacının üretimi durdurulmuştur. Son yıllarda özellikle ruhsatlı bir ilaç olamamasına rağmen kanyaş-ayrık ve diğer yabancı otlarla kimyasal mücadele tütün tarlalarında da yapılmaktadır. Tütün bir çapa bitkisidir. Yabancı otlarla çapalama ile mücadele yapılmalıdır. Traktör arkasına takılan çizgi çekme aparatı ile çapalamalarda yapılmaktadır.
Türk tütününün yetiştirilmesinde genellikle sulama ve tepe kırma yapılmaz. Ancak çok kurak yıllarda imkân varsa çapa dönemlerinde sulama yapılabilir. Bunun yanında tepe kırma yapılmamalıdır. Aksi halde en nefis kalite tütünlerimizi teşkil eden bu tütünlerin özellikleri bozulur.
İri yapraklı ve sert içimli tütünler sulamaya tâbi tutulduğu gibi bu tütünlerde tepe de karılır. Tütün tarlaları tütün sıraları arasına su salmak suretiyle sulanır. Sulamanın ardından tarlanın çapalanması çok yerinde bir tedbirdir. Tepe kırma iri yapraklı ve sert içimli tütünlerde tatbik edilir. Tepe kırmanın en uygun zamanı çiçeklerin açılmaya başladığı zamandır. Tütün fidanlarının tepesi ne kadar derin kırılırsa fidan üzerinde kalan yapraklar o oranda irileşir ve kalınlaşır. İçimi sertleşir. Örnek olarak Trabzon tütünleri verilebilir.
Dipten başlayarak, fidanın tepesine kadar yapraklar başlıca 7 bölüme ayrılır:
- Dip: En alttaki, en az değeri olan cansız yapraklardır.
- Dipüstü: Zayıf yapraklardır.
- Büyükana: Damarları, dokusu çok kalındır.
- Ortaana: Damarları, dokusu kalındır.
- Küçükana: Damarları, dokusu kalıncadır.
- Dorukaltı: Damarları, dokusu incedir.
- Doruk: Damarları, dokusu çok ince ve esnektir.
İşte yaprakların bu özelliklerinden dolayı tütüncülükte bunların birbirine karıştırılmaması gerekir. Bunun için, ekici, tarladan, dipten başlayarak, yaprakları sıra ile toplar. Önce dipler toplanır, onlar bitirilip kurutulmak üzere askıya gönderilince, öteki bölüme geçilir. Tütün yapraklarının kurutulması da ayrı bir önem taşır.
Sigara Üretimi
Orta ve Kuzey Amerika Kızılderililerinin içtikleri tütün, Kristof Kolomb'un yolculuklarıyla Avrupa'ya getirilmiş ve tütün içme alışkanlığı kısa sürede dünyanın her yanına yayılmıştır.
İlk sigaralar elle sarılıyordu. .Makinayla sigara üretimi konusunda ilk deney, 1872'de yapıldı. 1878 yılında da, dakikada 60 sigara üretebilen bir makina geliştirildi. A.B.D'nde 1881'de James Bonsack adlı bir öğrenci, günümüzde de yararlanılmakta olan temel sigara üretimi yöntemini buldu. Bonsack'in makinasında, içine tütün doldurulmadan önce kağıdı saran bir boru vardı. Bu makinayla önce uzun. bir sigara çubuğu yapılıyor, sonra bu çubuk, belirti boylarda kesiliyordu.
Bonsack'in geliştirdiği aygıt, bir dakikada 200 sigara üretebiliyordu. Ama 1895'te, dakikada 450 sigara yapabilen Baron makinasının patenti alındı. Modern sigara üretim aygıtı, Baron makinasından geliştirilmiştir.
Tütün bitkisi: Tütün, günümüzde, kuzeyde İsveç'ten güneyde Yeni Zelanda'ya kadar, dünyanın birçok yerinde bulunan, çok dayanıklı bir bitkidir. Ama tropikal kökenli olması nedeniyle, ılıman iklimlerde daha kolay yetişir.
Tütün tohumu çok küçüktür. Yaklaşık bir çay kaşığı dolusu tohum, bir hektarı ekmeye yeterli fide ve 2,5 ton dolayında tütün yaprağı ürünü verir. Tohumlar ekildikten sonra, yataklar düzenli olarak sulanır ve 610 hafta içinde fideler, 1520 cm boyunda olur. Bu boya gelen fideler tarlaya dikilir. Yapraklar 810 hafta sonra olgunlaşmaya başlar. Tütün olgunlaştıkça, yapraklar tek tek toplanır. Genellikle, önce alttaki yapraklar toplanır.
Kurutma; Hasattan sonra tütün kurutulur. Kurutma yöntemi, tütünün özelliklerini büyük ölçüde etkiler. Tütün, güneşte, üstü kapalı açık yerlerde ya da özel kurutma odalarında kurutulabilir.
Bazı özel kokulu tütünler, dumanlı bir ortamda, odun ateşiyle kurutulur. Böylece tütün kokusunun niteliği, kullanılan odunun çeşidiyle belirlenir.
Dayanıklı tütünlerin çoğunda başvurulan güneşte kurutma yöntemi, 1,5 3 hafta arasında bir zaman alır. Güneşte kurutmada, yapraklar ipe dizilip asılır. Genellikle tütünler, kurutma işlemine başlanmadan önce, tarlalarda birkaç gün bırakılarak, nemleri önceden bir miktar giderilir. Dünyanın değişik yörelerinde yetiştirilen tütünler, değişik özellikler taşır. Bu yüzden sigaralar, genellikle çeşitli tütünlerin karışımından yapılır.
İşleme: İşleneceği tesise gelen tütün, kuru ve gevrektir. Bu yüzden, yumuşaması için, yapraklara denetimli sıcaklık ve nemde, su ile buhar püskürtülür. Başka bir yöntem de, tıpkı otoklav gibi çalışan bir bölmede tütünün, vakumbuhar çevrimiyle nem almasını sağlamaktır.
Bundan sonraki işlem, sapı yapraktan ayırmaktır. Bu, normal olarak, bir dövme makinasında yapılır. Bazen fabrikaya önceden dövülmüş tütün gelir. Sap çıkarıldıktan ve nem içeriği uygun düzeye getirildikten sonra, yaprak, makinayla uzun parçalara kıyılır.
Ardından karışım depolanır ve gerekince sigara üretim makinalanna verilir. Bu makinalar, bir dakikada 4 000 sigara yapar. .
Makinaya verilen tütüni, sıkıştırılarak boru biçimine sokulur. Sigara kağıdı, üretim makinasına bobinler halinde takılır. Kağıt, otomatik olarak basılır, tütünün çevresine sarılır ve yapıştırılır.
Sigara kağıdı, arı selülozdan yapılan ince bir kağıttır. Niteliği, gerilme direnci, gözenekleri ve rengiyle belirlenir. Direnç ve gözenek miktarı sigaranın tadını, renk ise görünüşü etkiler. Kağıt, kola ve dekstrinle yapıştırılır.
Aynı makinada sigaralara filtre de takılır. Filtreler selüloz asetattan yapılır. Makinada iki sigara bir arada üretilir. Bunlar sonradan kesilir ve otomatik olarak paketleme bölümüne aktarılır.
Sigara paketleme makinaları normal olarak 1020 sigaralık paketler yapar. Ancak 25'lik, 50'lik ve lOO'lük paketler de üretilebilir. Sigaraları çeşitli iklim koşullarından koruma amacıyla, paketlerin üstüne ince metal yapraklar, selofan ve pollpropilen sarılır.
-derlemedir.