Arama

Çarpan Balığı (Trakonya trachintjs st.)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 18 Mayıs 2011 Gösterim: 22.587 Cevap: 5
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
29 Mayıs 2008       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
ÇARPAN BALIĞI (Trakonya)-(Trachintjs st.):

Sponsorlu Bağlantılar
arpan4rn

İngilizce adı Weever fish’ tir. Denizlerimizde üç türü yaşamaktadır, birbirine çok benzerler, vücutları yanlardan hafifçe yassılaşmış olup, gözler başın üzerinde yer alır Renk üst kısımlarda mavi-kırmızıda, kırmızı-gri’ ye değişmekte karın kısımlarında kirli beyaz olmaktadır. Göğüs ve özellikle sırt yüzgeçlerinin önde yer alan dikenlerinde çok etkin zehir içerirler. Boyları en çok 40 cm' dir. Çoğunlukla kendini kuma gömen bu balıkların, üzerlerine basıldığında yada çıplak elle tutulduğunda, dikenleri batmakta ve hemen çok şiddetli bir ağrı başlamaktadır. Yaranın çevresi kızarmakta ve şişmektedir.

Kişinin duyarlılığına bağı olarak, bulantı, kusma, adale seyirmesi, solunum zorluğu, kalp durması şok ve koma gibi çok ciddi olaylar olabilmektedir. İğnenin batması durumda, yara amonyak ile yıkanmalı ve zehirin yapısını bozabilmek için olabildiğince sıcak suya sokulmalıdır. Hasta en kısa zamanda en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Şişen yerlere buz ve alkol pansumanı yapılabilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
bi quan - avatarı
bi quan
Ziyaretçi
10 Nisan 2009       Mesaj #2
bi quan - avatarı
Ziyaretçi
arpanbalsiganusrivulatuab9

Sponsorlu Bağlantılar
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Mayıs 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Çarpan Balıklar
MsXLabs.org & Temel Britannica

Yaşamlarını sürdüre­bilmek için saldırganlara karşı kendilerini korumak zorunda olan birçok hayvan gibi balıklar da çeşitli savunma yöntemleri geliştir­miştir. Bir bölümü yaşadığı ortamın renkleri­ne bürünerek su bitkilerinin, yosunların ve taşların arasında gizlenmekle yetinirken, bir bölümü vücudundaki özel bir organın ürettiği elektrik akımıyla düşmanlarını kaçırır. Daha çok sıcak ve ılıman denizlerde yaşayan çarpan balıkların en büyük silahı ise yüzgeçlerindeki, solungaç kapaklarındaki ya da kuyruklarındaki zehirli dikenlerdir. Değişik familyalardan birçok ba­lıkta bu etkili savunma mekanizmasına rastla­nır ve içlerinden bazılarının zehri iri deniz canlılarını, hatta insanı bile öldürebilecek kadar güçlüdür.

Çarpan balıkların bizim denizlerimizde de yaşayan en zehirli ve en bilinen örnekleri, aynı familyanın (Trachinidae) üyeleri olan trakonya, varsam ve çarpan balığıdır. Bu balıkların solungaç kapaklarının üstünde çu­valdızı andıran birer diken, birinci sırt yüzgeç­lerindeki ilk üç ışının diplerinde de zehir bezleri bulunur. Bu bezlerin salgıladığı zehir birer kanal aracılığıyla dikenlerin ucuna ka­dar ulaşır ve balık dikenini düşmanına batırdı­ğı zaman ucundaki delikten akarak dokulara girer. Varsam balığı trakonyadan daha küçük yapılı olmasına karşılık zehri daha da etkili­dir. İnsanda bazen günlerce süren şiddetli sancı ve spazmlara yol açar. Bu balıklar dipte, kumların arasına gömülerek yaşadıkları için özellikle açık kıyılardan çıplak ayakla denize girenlerin çok dikkatli olması gerekir. Ayrıca eti beyaz ve çok lezzetli olan trakonya ya da varsam avına çıkan balıkçılar için de, özellikle gece avında oltadan balığı çıkarırken zehirli dikenleriyle yaralanma tehlikesi söz konu­sudur.
Türkiye çevresindeki denizlerde yaşayan çarpan bahklann ikinci önemli grubu Scorpaenidae familyasından iskorpit ile lipsozdur. Bunlar sıcak ve ılıman denizlerin en sığ kesimlerinden yaklaşık 1.000 metrelik derin­liklerine kadar inen dip balıklarıdır. Az çok bitkiyle örtülü taşlık, çakıllık, kumluk, hatta çamurlu deniz diplerinde ağır hareketlerle yüzen iskorpit ve lipsozun zehir keseleri genellikle sırt yüzgeçlerinde bulunur. Bu yüz­geçlerin sert ışınları (dikenleri) deriye battığı zaman çok acı veren ve kolayca iyileşmeyen yaralar açar.
Dasyatidae familyasından iğneli vatoz, rina, tırpana ve kazık kuyruk bizim denizlerimizdeki çarpan balıkların en tehlikeli grubudur. Bu yassı balıkların yüzgeçsiz kuyruklarında, ke­narları testere dişini, ucu da ok ucunu andıran iki tane uzun diken bulunur. Kuyruğun üze­rinde de ince bir zarla örtülü, tek sıra halinde dizilmiş zehir hücreleri vardır. Çok derin olmayan kumlu ve çamurlu diplerde yaşayan bu balıklar aslında oldukça sakin ve ürkek yaradılışlıdır. Ama en küçük bir tehlike karşı­sında birden çırpınarak harekete geçer ve çok kuvvetli olan kuyruklarını bir kamçı gibi sert vuruşlarla düşmanlarına doğru savururlar. Zehirli dikenlerin battığı yerde çok ağrı veren ve kısa sürede iyileşmeyen tehlikeli yaralar açılır. Hatta bu dikenlerin karın gibi duyarlı bir bölgeye batması çoğu kez ölümle sonuç­lanır. Bazı ilkel toplumlar bugün bile bu balıkların zehrini ok ve zıpkınların ucuna sü­rerler.
Myliobatidae familyasından folya ya da fulya balıklarının zehirli dikenleri de gene bir kamçıyı andıran kuyruklarının dibe yakın bölümünde bulunur. Folyanın zehri rina, tırpana, kazıkkuyruk ya da iğneli vatozunki kadar tehlikeli ve öldürücü değilse de son derece ağrı verici, ender olarak da öldürücü­dür. Zehirli dikenlerini kamçı gibi uzun kuy­ruklarında taşıyan, ama öbürleri kadar tehli­keli olmayan çarpan balıklar arasında Rhinopteridae familyasından iğneli keler ile Mobulidae familyasından kulaklı folya sayılabilir. Çarpan balıkların denizlerimizde yaşayan öbür örneklerinden üzgün balığı ile kurbağa balığı da sırt yüzgeçlerindeki zehirli dikenler­den tehlikeli olmayan, ama ağrı verici yaralar açan oldukça hafif bir zehir salgılar.
Denizlerimizde bulunan bu balıkların dışın­da, özellikle tropik denizlerde yaşayan daha pek çok çarpan balık vardır; bunların bir bölümü son derece zehirli ve öldürücüdür. Örneğin Hindistan, Çin, Filipinler ve Avus­tralya kıyılarında yaşayan taşbalıklarının ze­hirli dikenleri insanı bir anda öldürebilecek kadar tehlikelidir. Üstelik taşlık kıyılarda yaşayan bu balıklar biçimi ve rengiyle bir taş parçasını andırdığından, sığ sularda yürürken insan taşbalıklarını görmeyip kolayca üstleri­ne basabilir. Hızla kana karışan zehir hemen o anda emilerek dışarı akıtılmazsa, zehirlenen kişi büyük acılar içinde kıvranarak hemen ölür.
Zehirli dikenlerini batırdıklarında çok ağrı verici yaralar açan, hatta bazı türleri insanı öldürebilen çarpan balıkların denizlerimizde yaşayan en tanınmış örneklerinden birkaçı.
carpanbaliklar
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
27 Mayıs 2009       Mesaj #4
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Siganidae familyasından olan çarpan balığının bilimsel adı Siganus rivulatus’tur. Tropikal denizlerin dik kayalıkları, resifleri ve yosunlu taşları arasında yaşayan sahil balıklarındandır. Pasifik ve Hint Okyanusu’nun tropikal bölgelerinde bulunan bu balıklar, Akdeniz’e Süveyş Kanalı açıldıktan sonra girebilmişlerdir. Azami boyları 25 cm.’dir. Sırtları esmer yeşilimsi, yanları kirli sarı, karınları ise hafif gümüşidir. Gövde ve yüzgeçler üzerinde kahverengi lekeler vardır. Yanal çizgisi solungaç kapağının üstünden başlar, sırt yüzgecine paralel bir eğimle kuyruk yüzgecine kadar uzanır. Sırt yüzgeci balığın ensesinden başlayıp kuyruk dibine kadar uzar. Bu yüzgecin birinci dikensi ışını ters yönde gelişmiştir. Kuyruk yüzgeci çatal biçiminde ve vücuduyla orantılıdır. Kıç yüzgeci anüsten başlayıp kuyruk dibine kadar devam eder. Göğüs ve karın yüzgeçleri gelişmiştir. Bu yüzden seri hareket edebilirler. Üst çenesi alt çenesine oranla daha iridir ve gaga biçimindedir. Herbivor olan bu ufak balıklar yosunları ve deniz bitkilerini geveleyerek yerler. Genellikle küçük sürüler halinde kafaları aşağı doğru, kayalara sürtünerek hareket eder ve beslenirler.

Ekonomik bir değeri olmadığı gibi oltayla da avı yapılmaz. Fanyalı ağlara tesadüfen vurur.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
29 Mayıs 2009       Mesaj #5
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Denizlerimizde bulunan zehirli balıklardan, “Varsam” dan sonra zehiri en etkili olan, trachinidae familyasından bir balıktır.

İki sırt yüzgecinde 6 tane dikenden, 1, 2 ve 3. dikenleri ile kulak kapaklarında bulunan birer tane dikeni zehirlidir. Çarptığında, dayanılmaz sancılar, kasılmalar, solunum zorlukları, sindirim sistemi ve göz bozuklukları yapar, açtığı yaralar aylarca iyileşmez.

17-20 cm. boyunda, kahverengi, kirli sarı desenli bir derisi vardır. Dip balığı olduğu için gözleri başının üstündedir ve gene sürekli dipte oturduğu için karnı beyazdır. Ağzı vücuduna göre büyüktür. Kalın ve pulları yapışık, kaygan bir derisi vardır. Sırt ve karın yüzgeçleri düzgün bir sıra gösterir, daha doğrusu süreklilik gösterir, bir bütün halindedir.

Dipte, kumların içine yatarak avını bekler. Dipte gezinen küçük balıklar, balık yavruları, karides yer. Çenesi çok kuvvetlidir. Yanına yaklaşan balıkların birden üstüne atılarak zehirli dikenlerini batırır.

Denizin yasası olarak başka balıklar da trakonyayı yer. Daha çok kendisinden büyük balıklar, sinağirt ve kikla gibi, trakonyayı yedikten sonra onlar da zehirlenip ölürler.

Bu belalı balık, denizlerimizin hemen tümünde vardır. Öldükten sonra da dikenleri zehirlidir. O nedenle de hemen hemen bütün balıklar sudan çıktıklarında yüzgeçlerini kaparlarsa da trakonya kapamaz ve yüzgeçlerin üstündeki dikenleri batmağa hazır tutar.

Mayıstan itibaren yaz boyunca yumurta döker.

AVCILIĞI
Tehlikesi nedeniyle özel olarak hiçbir avcılığı yapılmaz. Ancak gırgırlarda, fanyalı ağlarda gelebilir. Gırgırlarda gelen trakonyalar bile kakıçlarla alınarak tekrar denize atılır.

Olta ile de özel avcılığı yapılmaz. Ancak dip oltaları ile yapılan avcılıkta ya yeme atlar, ya da en dip iğnedeki balığa ve kaşık oltalarına da atlar.

Bu durumda, amatörlerin yapacağı iş, eğer balığı tanımıyorlarsa, hiç beklemeden ve balığı sudan çıkarmadan, kösteği keserek ağzındaki iğne ile birlikte denize atmaktır. Ağzında iğne olan balık, yaşamını sürdüremez, ölür.

Eğer balık tanınıyorsa ve mutlaka sandala alınmak isteniyorsa, o zaman, küpeşteye kadar çıkarılan balığın kafasına ya basamak ile ya da başka bir ağırlıkla vurarak öldürmek gerekir. Öldükten sonra gene dikkatle içeri alınır. Kafası, kulak kapaklarının altından kesilip bıçak ucu ile denize atılır.

Sırt yüzgeci, kuyruğundan tutularak, öne doğru her iki yanına keskin bir bıçakla açılan iki yarık kanalı ile gövdeden ayrılır ve o da denize atılır. Bundan sonra artık tehlike kalmamıştır.

YEMEKLERİ
Bu kadar belalı bir balık olmasına karşın eti en lezzetli balıklar arasındadır. Tavası, haşlaması nefis olur.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
18 Mayıs 2011       Mesaj #6
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Çarpan Balığı

images?qtbnANd9GcQ1yVlxxJpWb1N0YtbnhnV7bQetMSAABSkzDavnnK1dr7lPxg0oNg

25-40 cm uzunluğunda, eti lezzetli, trakunya da denilen bir balık (Trachinus draco). Genellikle Marmara ve Akdeniz'de yaşar, sırt yüzgeçleri dikenli ve zehirli olduğu için bu adla anılır.

Benzer Konular

1 Kasım 2016 / Safi Matematik