
Ziyaretçi
Örümcek Kuşgiller

Sponsorlu Bağlantılar
BİR «örümcek kuşu» gördüyseniz, görünüşündeki tezat sizin de belki dikkatinizi çekmiştir: Gagası bir yırtıcı kuş gagası olmakla beraber, ayakları bu gibi kuşlara öz güçlü pençelerden yoksundur. Kuvvetli kancan gagasının kartalgillerle baykuşlarınkine benzemesi boşuna değildir: Örümcek kuşu onlar gibi etobur olup sıçanlar, küçük kuşlar ve iri böceklerle karnını doyurur. Kışın serçelerle baştankaraların amansız düşmanıdır.
Fakat ayakları öbür ötücü kuşlarınkinden farksız olduğuna göre, örümcek kuşu avıyle nasıl başa çıkar diyeceksiniz? Bu sorunun cevabı, örümcek kuşuna bazı dillerde neden «kasap kuş» denildiğini de izah eder. Örümcek kuşu avını ta ki yoruncaya kadar çalıların arasında kovalar. Bundan sonra avını güçlü gagasının yardımıyle bir çalı veya tel örgü dikeninin üzerine saplayarak orada rahatça parçalamaya girişir. Yiyecek bol olduğu zaman, örümcek kuşlarının, yiyebileceklerinden fazla sıçan öldürdükleri olur, bu fazlalık ise dikenlere saplı vaziyette kalır. Örümcek kuşları oldukça iri ve açık bir yuva yapar ve bunun içine lekeli ve grimsi 4-5 yumurta yumurtlarlar. Yuvalarını korumak bahis konusu olunca, cesur ve saldırgandırlar.
«Örümcek kuşları» (Laniidae), bir Eski Dünya, yani Avrupa, Asya ve Afrika ailesidirler. Yetmişi aşkın türden yalnız ikisi Kuzey Amerika'ya da ulaşmıştır. Bunlardan «büyük örümcek kuşu» (Lanius excubitor), Eski Dünya'da da bulunur. 25-26 santim uzunluğundaki bu kuşun göğsü, soluk grimsi üzerinde daha koyu renk ondüleli işaretlerle süslüdür. Yüzünde siyah lekeler göze çarpar. «Kırmızı - sırtlı örümcek kuşu» (Lanius collurio) da Avrupa'da iyi tanınır. Türkiye'de de yaşayan bu tür daha ufaktır: Uzunluğu sadece 18 santimdir. İsminden de anlaşıldığı gibi, bütün sırtı ve kanatlarının büyük bir kısmı tatlı bir kahvemsi - kırmızıdır. Vücudunun alt kısmı da beyaz gerdan bölgesine kadar soluk bir pembe kırmızıdır. Buna karşılık, kafası ile boynunun arkası açık kül-grisidir. Türkiye'de yaşayan başka türler arasında «kızıl - başlı örümcek kuşu» (Lanius senatör), «maskeli örümcek kuşu» (Lanius nubicus) ve «kara-alınlı örümcek kuşu» nu (Lanius minör) sayabiliriz.
Fakat ayakları öbür ötücü kuşlarınkinden farksız olduğuna göre, örümcek kuşu avıyle nasıl başa çıkar diyeceksiniz? Bu sorunun cevabı, örümcek kuşuna bazı dillerde neden «kasap kuş» denildiğini de izah eder. Örümcek kuşu avını ta ki yoruncaya kadar çalıların arasında kovalar. Bundan sonra avını güçlü gagasının yardımıyle bir çalı veya tel örgü dikeninin üzerine saplayarak orada rahatça parçalamaya girişir. Yiyecek bol olduğu zaman, örümcek kuşlarının, yiyebileceklerinden fazla sıçan öldürdükleri olur, bu fazlalık ise dikenlere saplı vaziyette kalır. Örümcek kuşları oldukça iri ve açık bir yuva yapar ve bunun içine lekeli ve grimsi 4-5 yumurta yumurtlarlar. Yuvalarını korumak bahis konusu olunca, cesur ve saldırgandırlar.
«Örümcek kuşları» (Laniidae), bir Eski Dünya, yani Avrupa, Asya ve Afrika ailesidirler. Yetmişi aşkın türden yalnız ikisi Kuzey Amerika'ya da ulaşmıştır. Bunlardan «büyük örümcek kuşu» (Lanius excubitor), Eski Dünya'da da bulunur. 25-26 santim uzunluğundaki bu kuşun göğsü, soluk grimsi üzerinde daha koyu renk ondüleli işaretlerle süslüdür. Yüzünde siyah lekeler göze çarpar. «Kırmızı - sırtlı örümcek kuşu» (Lanius collurio) da Avrupa'da iyi tanınır. Türkiye'de de yaşayan bu tür daha ufaktır: Uzunluğu sadece 18 santimdir. İsminden de anlaşıldığı gibi, bütün sırtı ve kanatlarının büyük bir kısmı tatlı bir kahvemsi - kırmızıdır. Vücudunun alt kısmı da beyaz gerdan bölgesine kadar soluk bir pembe kırmızıdır. Buna karşılık, kafası ile boynunun arkası açık kül-grisidir. Türkiye'de yaşayan başka türler arasında «kızıl - başlı örümcek kuşu» (Lanius senatör), «maskeli örümcek kuşu» (Lanius nubicus) ve «kara-alınlı örümcek kuşu» nu (Lanius minör) sayabiliriz.
Afrika'da rastlanan «çalı örümcek kuşları» çok kere parlak renkli, güzel kuşlardır. Fakat öbür örümcek kuşlarının yırtıcılığından yoksun olduklarından onlarla akraba olmayabilirler. Hindistan - Malaya ve Avustralya örümcek kuşları birçok bakımlardan sinekkapanlara ve kargalara benzediklerinden, kesin bir hatla onlardan ayırt edilmeleri kolay değildir.