Eğer hidra denen bu minicik hayvan, insan büyüklüğünde olsaydı gerçekten çok korkunç bir yaratık olurdu. Oysa adını Yunan mitolojisinin en güçlü kahramanlarından Herakles'in öldürdüğü dokuz başlı korkunç canavardan alan hidra yaklaşık 3 cm uzunluğunda ve toplu iğne kalınlığında olduğu için ancak mikroskopla görülebilir.

Hydra adıyla bir cins oluşturan bu omurgasız hayvanlar, denizanaları ile mercanları da içeren knitliler (ya da selentereler) bölümünün en basit üyeleridir. Tatlı su birikintilerinde yaşar, küçük su hayvanlarını avlayarak beslenirler. Uzun ve i dar bir çuvalı andıran gövdelerinin alt bölümündeki yapışkan disklerle sudaki taşlara ye bitkilere tutunurlar. Gövdenin üst bölümünde bir ağız deliği, bunun çevresinde de yarım düzine kadar kıl gibi incecik dokunaç bulunur. Bu ipliksi dokunaçlarda, bütün, knitlilerde olduğu gibi yakıcı bir zehir salgılayan özel hücreler (knidoblastlar) vardır. Hidra, bu hücrelerin iğne ya da diken gibi uzantısını küçük kabukluların ve öbür küçük su hayvanlarının vücuduna batırıp içindeki zehri akıtarak avını felce uğrattıktan sonra torbaya benzeyen midesine gönderir.Solunum ve sinir sistemi olmayan bu basit canlılar birçok açıdan bitkilere benzerse de gövdelerini kasarak iyice uzayıp kısalabilir ve kasılgan "ayaklarıyla" dipte sürünerek, hatta taklalar atarak yer değiştirebilirler. Hidraların yaklaşık 25 türü vardır; bunlardan bazıları açık kahverengi, bazıları da sindirim boşluklarında yaşayan tekhücreli suyosunlarının içerdiği klorofil nedeniyle yeşil renktedir.
Hidralarda genellikle iki tip üreme görülür. Yavrular bazen erişkin hidranın gövdesinin yanından tomurcuklanma yoluyla gelişir. Bazen de erişkinlerin sonbaharda suya bıraktıkları döllenmiş yumurtalar ilkbaharda çatlar ve içinden yavrular çıkar. Bu iki üreme biçiminden başka bölünmeyle çoğalmaya da rastlanır. Bir hidra birkaç parçaya bölündüğünde bu parçalardan her birinden bir süre sonra yeni ve eksiksiz bir birey gelişir. Hidralar birçok tatlı su hayvanı gibi koloniler oluşturmaz ve polip denen ayrı bireyler halinde yaşarlar.
Sponsorlu Bağlantılar

Hydra adıyla bir cins oluşturan bu omurgasız hayvanlar, denizanaları ile mercanları da içeren knitliler (ya da selentereler) bölümünün en basit üyeleridir. Tatlı su birikintilerinde yaşar, küçük su hayvanlarını avlayarak beslenirler. Uzun ve i dar bir çuvalı andıran gövdelerinin alt bölümündeki yapışkan disklerle sudaki taşlara ye bitkilere tutunurlar. Gövdenin üst bölümünde bir ağız deliği, bunun çevresinde de yarım düzine kadar kıl gibi incecik dokunaç bulunur. Bu ipliksi dokunaçlarda, bütün, knitlilerde olduğu gibi yakıcı bir zehir salgılayan özel hücreler (knidoblastlar) vardır. Hidra, bu hücrelerin iğne ya da diken gibi uzantısını küçük kabukluların ve öbür küçük su hayvanlarının vücuduna batırıp içindeki zehri akıtarak avını felce uğrattıktan sonra torbaya benzeyen midesine gönderir.Solunum ve sinir sistemi olmayan bu basit canlılar birçok açıdan bitkilere benzerse de gövdelerini kasarak iyice uzayıp kısalabilir ve kasılgan "ayaklarıyla" dipte sürünerek, hatta taklalar atarak yer değiştirebilirler. Hidraların yaklaşık 25 türü vardır; bunlardan bazıları açık kahverengi, bazıları da sindirim boşluklarında yaşayan tekhücreli suyosunlarının içerdiği klorofil nedeniyle yeşil renktedir.
Hidralarda genellikle iki tip üreme görülür. Yavrular bazen erişkin hidranın gövdesinin yanından tomurcuklanma yoluyla gelişir. Bazen de erişkinlerin sonbaharda suya bıraktıkları döllenmiş yumurtalar ilkbaharda çatlar ve içinden yavrular çıkar. Bu iki üreme biçiminden başka bölünmeyle çoğalmaya da rastlanır. Bir hidra birkaç parçaya bölündüğünde bu parçalardan her birinden bir süre sonra yeni ve eksiksiz bir birey gelişir. Hidralar birçok tatlı su hayvanı gibi koloniler oluşturmaz ve polip denen ayrı bireyler halinde yaşarlar.
MsxLabs & Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....