Sen akışkan dertli böcek
çamaşırımda besleyici leke

alınyazımın tek okunaklı yeri
bıçkın sevinç kunt öfke

küçük dilini yutmuş kırmızı soğan
yücegönüllü akasya

havı cekilmiş eteklik
hafifçe karnı olan

sen elisürencil
öyle bir laf varsa işte o

dün için özür dilerim
şimdi çıktın işte beşiktaş’tasın

kim istemez mutlu olmayı
mutsuzluğa da var mısın? . . .

Bir şehrin sokaklarında yürüyorum
Bir kapının önünde duruyorum
Zile basıyorum
Kapıyı açan sen
Karşında duran ben
Yıllardan sonra şaşırmıyorsun, şaşırmıyorsun
Gülüyorsun
Ben sadece seni görmeye geldim
Ben sadece hatrını sormaya geldim
Bendeki hatıraları ah vermeye geldim
Ben sadece seni görmeye geldim
Ben sadece hatrını sormaya geldim
Bendeki hatıraları ah vermeye geldim
Çek alaycı bakışını gözlerimden
. . .

Döküldü sonbaharımın en son yaprağı
Sarımsı yeşil taşımayan kuru bir duygu
Burdan öteye gönlümde yazlara yer yok
Kışın ortasında, kalbim yazsızlık durağı

Her nefesimde düşüyor yaprağa bir kırağı
Çiğ düşmüş toprak kadar katı bir duygu
Buz kesti sanki kalbim senli düşlerim kanıyor
Anlaşılan bu son mevsim bu sensizlik durağı

. . .

Bir gerçek, yok hayal, belki düş ....hepside bir kafa işte hepsi bir kafaaaa
Kalpsiz olunca gerçek bir hiç ... hayal bir hiç ....düş bir hiç !!!! . . .

Doğru insanı yanlış zamanda sevmek

Severken zamana kaçımız aldırıyor ki ya da doğrusunu yanlışını kaçımız sorguluyor ki
Doğruysa da sevdiğim kişi kaybedeceğim bir şey var yanlış ise de kaybedeceğim bir şey var ""o da zaman""" yanlış zamanda sevdiysem şayet doğru kişiye geç kalmışımdır Doğru zamanda sevdiysem ve yanlış kişi ise gelecek zamandan çalmışım demektir unutmak zaman alıcak ...

Doğru insanı yanlış insanı sevdikten sonra . . .