yan
sıfat
1 . (bir şeyin) Ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü:
"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı."- M. Ş. Esendal.
2 . Yön, sağ ve solun ortak adı, taraf:
"Yaşlı garson yanımıza geldi."- Y. K. Karaosmanoğlu.
3 . Yer.
4 . Üst.
5 . Birlikte, beraberinde olma:
"Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler."- N. Cumalı.
6 . Bedenin bir bölümü.
7 . sıfat Üstte, altta, arkada veya önde olmayan.
8 . askerlik Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri.
9 . mecaz İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri.
10 . sıfat İkinci derece olan.
11 . zarf Bir yana yönelerek.
12 . matematik Bir denklemde "=" işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri.
13 . Tali:
"Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler."- Anayasa.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
-den yana
-den yana çıkmak
-den yana (olmak)
yan bakmak
yan basmak
yan çizmek
yan gelip oturmak (veya yatmak)
yan gelmek
yan gözle (veya yan gözle bakmak)
yanı başında (veya yanı başına)
yanına almak
yanına bırakmamak (veya komamak)
yanına kâr kalmak
yanına salâvatla varılır
yanına salâvatla varılmaz
(bir şeyin) yanından bile geçmemiş
yan pala Zeydün
yan tutmak
yan yatmak
Birleşik Sözler
yan atışı
yan bakış
yan cümle
yan çizgisi
yan dal
yan etki
yan hakem
yanıkara
yan kabağı
yan kâğıdı
yan ödeme
yan sanayi
yan tesir
yan tümce
yan ürün
yan yan
yan yana
yan yargıcı
yan yüzergiller
bir yana
bağlaçlı yan cümle
koşullu yan cümle