Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Kasım 2016       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Kıbrıs Barış Harekâtı

Ad:  Kıbrıs Barış Harekatı.jpg
Gösterim: 1992
Boyut:  34.4 KB

Bülent Ecevit döneminde gerçekleştirilen askeri harekattır. Ayşe Tatili Çıksın kodlamasıyla başlamış ve askerlerimiz Kıbrıs'a barış için girmiş, Dış dünyada bile ilgi görmüştür. Garanti antlaşmasına istinaden kıbrısa girmiştir. Harekatın etkisi büyük oldu ve yankıları hala sürmektedir.

20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Birinci Barış Harekâtı, Türk birliklerinin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz plajına da çıkarma yapmasıyla başlamıştır. 21 Temmuzda Türk uçakları Rum mevzilerine karşı harekete geçmiş; 4’üncü Paraşüt Taburu ile birleşen Kıbrıs Türk Kuvvetleri, Lefkoşa Havalimanı ve Kaymaklı bölgesine taarruza başlamıştır.

Bu arada 2’nci ve 3’üncü Komando Taburları da Zeytinli istikametinde ilerlemişlerdir. 22 Temmuz günü 3’üncü Paraşüt Taburunun taarruzu sonucu, Deliktepe düşerken Türk birlikleri önce Girne’ye girmiş, daha sonra Lefkoşa’ya yönelmiştir. Böylece Girne-Lefkoşa hattı birleştirilmiştir.

Gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin çağrısı gerek Kıbrıs'taki çıkarmanın askerî durumu nedeniyle; Türkiye, 22 Temmuz günü saat 17.00’den itibaren harekâta son vermiştir. Ancak bu ilk Barış Harekâtı, Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğinin sağlanabilmesi için yeterli olmaktan uzaktır. Lefkoşa-Girne yolunun denetim altına alınmasıyla, Lefkoşa’nın Türk kesiminin denizle bağlantısı sağlanmıştır. Bunun dışında kalan yerleşim bölgelerinde ise, başta Magosa olmak üzere çok sayıda Türk güvenlikten yoksun kalmış; Rum ve Yunan kuvvetlerinin merhametine bırakılmıştır.

Kıbrıs’ta ateşkes sağlanması ile birlikte Yunan Hükûmeti istifa etmiş, Karamanlis Fransa’dan Atina’ya dönerek ulusal birlik hükûmeti kurmuş, Kıbrıs’ta ise Sampson iktidardan çekilerek yerine eski Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides geçmiştir.

Harekatın Başlaması


20 Temmuz 1974 günü Türk birlikleri harekete geçti. Beşparmak Dağları bölgesine paraşüt ve helikopterlerle 2.000 komando indirildi. Girne’nin 10 km batısına denizden çıkarma yapıldı. Boğaz – Gönyeli – Lefkoşa üçgenini tutmakla görevli komandolar 7.000 kişilik Rum ve Yunan birlikleriyle çatışmaya girdi. Beşparmak Dağları’nda mevzilenen Rum ve Yunan birliklerinin beklenenden daha kalabalık oluşu ve beklenmeyen direnişi, çıkarma yapan birliklerin hava indirme birlikleriyle birleşerek çıkarma hedeflerine ulaşmalarını geciktirdi. Adada görevli Yunan alayı da ikiye ayrılmıştı. Bir bölümü Türk alayını vurmak için harekete geçerken, bir bölümü de havadan indirilen komandolarla çatışmaya girdi. Adada bulunan 650 kişilik Türk alayı da ilerleyerek Yunan birliğinin yolunu kesti. 1000 Kıbrıslı mücahit de Türk birliklerine yardımcı oldu. ABD’nin aracılığıyla Bakanlar kurulu 22 Temmuz’da ateşkes uygulamasına karar verdi. Ateşkesin başlamasına kadar çıkarma yoğunlaştırılarak sürdürüldü. Girne ve çevresi tümüyle denetim altına alındı. Adaya tanklar ve destek birlikleri ulaştırıldı.

Harekatın Nedenleri


1974′te Yunanistan’daki cunta yönetiminin, Kıbrıs’ta enosis yanlısı EOKA-B örgütüyle düzenlediği bir darbeyle Cumhurbaşkanı Makarios devrilip, EOKA liderlerinden Nikos Sampson devlet başkanlığına getirildi. Türkiye bu darbeyi, adanın Yunanistan’a katılması için bir girişim olarak değerlendirdi. Zürich ve Londra anlaşmalarına göre adadaki Türkler’i korumak için müdahale hakkının doğduğunu, üçüncü garantör devlet durumunda olan İngiltere’ye bildirdi. Londra’da yapılan görüşmelerde İngiltere, Türkiye’nin müdahale hakknı kullanmasına karşı çıktı. ABD’nin gönderdiği arabulucu Joseph Sisco da oyalama siyasetine başvurunca Kıbrıs’taki Türk varlığını korumak için adaya asker çıkarılması zorunlu göründü.

Savaşın Sonuçları


Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri sağlanmış, Rumların Enosis hayali Akdeniz'in karanlık sularına gömülmüştür. Bu savaşta; 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk'ü şehit olmuştur. Türkiye bu harekatı ile kendi güvenliğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlamış oluyordu.

13 Şubat 1975 de Kıbrıs Türk Federe Devlet'i, 15 Kasım 1983 de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Kıbrıs'ta Türk ve Rumlar arasında yapılan tüm görüşmelerde, Rumların uzlaşmaz tutumları nedeniyle günümüze kadar bir sonuç alınamamıştır. Kıbrısla ilgili yürütülen görüşmeleri bu uğurda canlarını ortaya koyan gaziler olarak dikkatle izliyoruz. Toprağa düşen şehitlerimizin ve akıtılan kanların dikkate alınacağını umuyor; uğrunda şehit verdiğimiz, kan döktüğümüz toprakları da kutsal bir emanet olarak kabul ediyoruz. Savaşta kazanılan toprağın iadesi kabullenemez.

Türk silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'a yaptığı müdahale; sorunun sebebi değil, Rum-Yunan ikilisinin bugüne kadar adada uyguladıkları yanlış ve tahkirkar politikaların bir sonucudur.

Türkiye Açısından:


  • Hiç şüphesiz 1974 Barış Harekatının Türkiye açısından en önemli sonucu, Türk halkının uluslararası anlaşmalara bağlılığını ve kendi güvenliği ile Kıbrıs Türk halkının güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlaması olmuştur.
  • Türkiye, bunun yanında işgalci olmadığını; İngiltere’ye birlikte müdahale teklifinde bulunması ve Kıbrıs’ın bütününü alma fırsatı varken bunu yapmaması ile kanıtlamıştır.
  • Diğer yandan Türkiye barış yanlısı bir ülke olduğunu fiilen kanıtlamış bulunmaktır. 1974 Barış Harekatından bu yana Kıbrıs’ta hiçbir ciddi olayın meydana gelmemesi, bu gerçeğin kanıtı değil mi?
  • Türkiye, Barış Harekatı ile, 1963-1974 arası 11 yıl barış ve huzur yüzü görmeyen Kıbrıs’a barış, huzur, özgürlük ve demokrasi getiren bir ülke olmuştur.
  • Barış Harekatının bir diğer sonucu da Türkiye’nin dost ve düşmanını daha iyi tanıması olmuştur.
  • Barış Harekatından hemen sonra ABD tarafından Türkiye’ye karşı uygulanan silah ambargosu, Türkiye’nin kendi ulusal savunma sanayini kurması ve bu yöndeki çabalarını hızlandırması sonucunu doğurmuştur.
  • Türkiye, ABD ambargosu ile çok haksız bir cezalandırmayla karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanında Avrupa ülkeleri ile Sovyetler Birliği’nin de başlangıçta sessizce destekledikleri Barış Harekatına sonradan karşı çıkışları ve Rum liderliğinin yanında yer almaları, kendimize güvenmekten başka çıkar yol olmadığını kanıtlamıştır.

Yunanistan ve Kıbrıs Rum Liderliği Açısından:


  • 1974 Türk Barış Harekatı ile herşeyden önce faşist bir Cunta İdaresi altında inleyen Yunanistan’a özgürlük gelmiştir.
  • 1974 yılından itibaren Yunanistan’da demokrasiyi yok eden Yunan Cuntası devrilmiş demokrasi ve sivil yönetim yeniden kurulmuttur.
  • Aynı şekilde Kıbrıs’ta da iş başına geçen faşist Sampson yönetimi devrilmiş, yerine sivil yönetim ve demokrasi kurulmuştur.
  • 15 Temmuz’dan itibaren süren iç savaş sona ermiş, Yunanlı Subayların yönetimindeki katliam durdurulmuttur.
  • Türk Barış Harekatının gerçekleşmemesi halinde, hazırlanan listelere göre binlerce solcu ve Makarios’cu kişinin katledileceği yine Rumlar tarafından açıklanmıştır.
  • Dolayısı ile Türk Barış Harekatı yalnız Kıbrıs’a değil; Kıbrıs Rum toplumuna da barış huzur getirmiştir. Tüm şikayetlerine ve yaygaralarına karşın Rum toplumunun 1974 öncesinde 2000 dolar civarında olan milli gelirinin 8000 dolara yükselmesi bunun kanıtı değil mi?

20 Temmuz Barış Harekatının Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Sonuçları

  • 20 Temmuz Barış Harekatının sonucu olarak Kıbrıs Türk halkının bir bölgede toplanması; Türk halkına 11 yıl yaşadıkları insanlık dışı kuşatma altında geliştirme olanağı bulamadıkları ekonomilerini,sosyal ve kültürel yaşamlarını geliştirme olanaklarını yarattı.
  • 1974 öncesi sıfır düzeyde olan üretim, 1974’den sonra canlandı. Tarım, hayvancılık, sanayi, turizm hizmetler sektörleri, 1974 öncesine göre büyük gelişme gösterdi. Haberleşme ve ulaşım alanında 1974 öncesinde düşünülmeyecek aşamalar yapıldı.
  • 1974 Barış Harekatının doğurduğu özgür ortam, kişilerin her alanda yeteneklerini geliştirmelerini sağladı.
  • Dış ticaret büyük gelişme gösterdi. Kıbrıs Türkleri bugün 70’den fazla ülke ile ticari ilişki kuran dışa açık bir halk durumuna geldi.
  • Buna bağlı olarak 1974 öncesinde 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 1997 yılı sonunda 4250 dolar civarına çıkarak 8’e katlanmıştır.
MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 15:13
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.